Tıp Fakülteleri ve onlara ait uygulama ve araştırma merkezi konumunda olan hastaneler, çok farklı sağlık profesyonelleri arasında lider, lokomotif veya motor güç olarak tanımlanabilecek hekim ve uzman hekim yetiştiren eğitim kurumlarıdır. Ancak, hekim ve uzman hekim dışında hemşire, ebe, sağlık tekniker ve teknisyenlerinin (röntgen, anestezi teknisyeni; optisyen, odiyolog, vb) ve tıbbi sekreter gibi diğer sağlık profesyonelleri de bu merkezlerde uygulamalı eğitim almaktadırlar.
Tıp fakülteleri ve onlara ait hastaneler, her ne kadar primer olarak bir eğitim kurumu iseler de aynı zamanda bilimsel araştırmaların planlandığı, yürütüldüğü ve yüksek düzeyde (3. Basamak) sağlık hizmetinin verildiği referans merkezlerdir. Üniversite hastanesinin üç çıktısı vardır: eğitim, bilimsel araştırma ve sağlık hizmeti.
Üniversite hastaneleri, tıp eğitiminin vazgeçilmez bir gereğidir. Üniversite hastaneleri, birinci basamak sağlık kurumlarında hizmet vermek üzere tıp fakültelerinden mezun edilecek olan hekim adayları ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında hizmet vermek üzere yetiştirilen tıp fakültesi mezunu tıpta uzmanlık öğrencilerinin (asistanlar) uygulamalı eğitim alabilecekleri bir platform oluştururlar. Tıp fakültelerinde eğitim alan pratisyen hekim ve uzman hekim adayları (Tıp öğrencileri ve asistanlar), üniversite hastanelerinin servislerinde, polikliniklerinle, ameliyathanesinde, laboratuarlarında ve diğer teşhis ve tedavi birimlerinde usta çırak ilişkisi içinde hocalarıyla uygulama yaparak yetişirler. Tıp öğrencileri ve uzmanlık eğitimi alan asistanlar, en güncel bilgiyi; en yeni ve güvenilir teşhis ve tedavi yöntemlerini, en modern tıbbi cihaz ve teknolojiyi bizzat kullanarak tıp fakültesinden mezun olmadırlar ki, geleceğin hekimi olabilsinler.
Üniversite hastanelerinin bir diğer çıktısı da bilimsel araştırmalardır. Öğrenci ve asistanlar, eğitimleri sırasında üniversite hastanelerinin klinik, poliklinik, ameliyathane ve laboratuarlarında gerek tez, gerekse tez dışında münferit bilimsel araştırmalar gerçekleştirirler. Bu araştırmalar eğitimlerinin doğal bir parçasıdır. Bir bilimsel araştırmanın nasıl planlanıp, yürütüldüğünü; bir bilimsel makalenin nasıl yazılıp, yayınlatıldığını, ancak bu şekilde öğrenirler. Öğrenci ve asistanlar dışında kalan tıp fakültesinin diğer öğretim elemanları (uzman, öğretim görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesörler) da, ürettikleri bilimsel projelerini, çoğunlukla üniversite hastaneleri içerisinde ve bu hastanelerin alt yapılarını, tıbbi cihaz ve teknolojik olanaklarını kullanarak gerçekleştirirler.
Üniversitelerin asıl işlevi, araştırma ve eğitimdir. Ancak Üniversite hastaneleri, bu temel işlevlerini yerine getirirken, bir taraftan da topluma sağlık hizmeti sunarlar. Üniversite hastanelerinin sunduğu sağlık hizmeti özelliklidir ve diğer hizmet hastanelerinden çok farklıdır. Üniversite hastaneleri diğer sağlık kurumlarında tanı konulamamış, tedavi edilememiş, riskli, durumu ağır hastaların araştırılıp tedavi edilmek üzere gönderildiği referans kurumlardır.
Üniversite hastaneleri, diğer hastanelerden farklı işlevleriyle sağlık sistemimizde alternatifi olmayan kurumlardır. Küresel güncel tıbbi bilgiye sahip ve ileri teknolojiyi kullanılabilen yetkin hekimlerin ve uzman hekimlerin yetiştirilebilmesi; bilime katkı yapacak araştırmaların yürütülebilmesi; güncel tıbbi bilgi ve teknolojinin toplumumuza aktarılabilmesi; klinik durumu ağır, sorunlu, komplike ve riskli hastalarımızın ihtiyacı olan ileri derecede sağlık hizmetinin sunulabilmesi için Üniversite Hastanelerine sahip çıkılmalı, desteklenmeli, geliştirilmelidir.