Kış mevsimi, astım, KOAH, bronşektazi gibi kronik akciğer hastalığı olan kişiler için çeşitli riskler taşımaktadır. Öncelikle yağış, sis ve soğuk gibi iklim değişkenlerinin kendisi, bu hastalarda atakları tetikleyici birer faktör olup, hastaların şikayetlerini artırabilmektedir.
Ayrıca, soba ve kaloriferlerin yanmasıyla bacalardan ortama dağılan dumanda bulunan karbonmonoksit, kükürt oksit ve azot oksitler bu hastalarda hava yollarında daralmalara ve nefes darlığı, öksürük ve balgam yakınmalarıyla karakterize krizlere neden olabilmektedir.
Yine soğuk, yağış nedeniyle ev içi, ofis ve iş yeri gibi kapalı mekanlarda daha çok zaman geçirilmekte buna bağlı olarak kapalı alanlarda pişirme ve ısınma amaçlı yakıtlardan çıkan kirleticiler, sigara, ev tozu akarları, kalorifer ve hamam böcekleri ile mantarlar gibi ev içi allerjenlerle artan temas, benzer şikayetlere yol açarak hastalığın kontrolünü zorlaştırmaktadır.
Soğuk havalarda nezle, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığının artması sonucu, bronşitli hastalar burun yerine ağızdan nefes alıp vermek zorunda kaldıklarından, bunun sonucunda hava yollarının ısı ve nemi düşmekte ve bunun sonucunda, bilhassa geceleri ataklar ortaya çıkmaktadır. Benzer şekilde, soba veya kalorifer nedeniyle ev içi ortamın nispî nem oranının çok düşmesi, özellikle uyurken ağızdan nefes alıp veren hastalarda havayollarını kurutmakta ve gece öksürük, nefes darlığı gibi yakınmalara neden olmaktadır.
Kış aylarında salgınlar yapan soğuk algınlığı, grip gibi viral solunum sistemi enfeksiyonları, bronşitli hastalarda normal kişilere göre daha ağır geçmekte ve krizleri başlatabilmektedir.
Tüm bu faktörlerin bir araya gelmesiyle kış aylarında kronik akciğer hastalarının çoğunun sorunları artmakta ve almakta oldukları tedavi yetersiz kalabilmektedir. Bu hastalarda, önceden var olmayan öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi yakınmalar kış mevsimi içerisinde başlayabilmekte veya var olan yakınmaların sıklığı ve şiddeti artabilmektedir. Bilhassa geceleri uykudan uyandıran öksürük ve nefes darlığı atakları ile yokuş ve merdiven çıkarken nefes darlığı gibi yakınmaların belirginleşmesi ile balgam renginde koyulaşmanın, bir atağın erken bulgusu olabileceği akılda tutulmalıdır. Hastaların önceden beri kullana geldikleri ilaçların, eskisi kadar etkili olmaması, ilaçlarını almalarına rağmen sorun yaşamaları kriz bulgusudur.
Bu nedenle akciğer hastalarının bahsi geçen olumsuz koşullardan mümkün olduğunca kendilerini korumaları gerekmektedir. Hastaların yaşadığı kapalı ortamlarda sigara içilmemeli, sık havalandırılmalı, soba kullanılıyorsa boru ve bacalar temizlenip iyi drenaj sağlanmalı, gece oda havası nemlendirilmeli, grip salgınlarında olabildiğince kalabalıklarla temastan kaçınılmalı ve kirli havalarda zorunlu olmadıkça dışarıya çıkılmamalıdır. Dışarıya çıkıldığında soğuktan iyi koruyan kıyafetler (palto, şapka, kaşkol, vb) kullanılmalıdır.
Bu tedbirlere rağmen durumlarında her zamankinden farklı olarak kötüleşme hisseden ve almakta oldukları tedavileri yeterli gelmemeye başlayan hastaların, hekimlerine başvurmaları ve tedavilerini güncelleştirmeleri gerekmektedir.